13. Hukuk Dairesi 2015/13496
E., 2016/18868 K.
Taraflar arasındaki itirazın
iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı
davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi
içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği
konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalı üniversitede
mütevelli heyeti başkanı olduğunu, 26/06/2012 tarihinde personel ödemelerinin
yapılması için üniversiteye borç para verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine
alacağın tahsili için …34. İcra Müdürlüğünün 2013/57 E. Sayılı dosyasıyla
icra takibi başlattığını, davalının kötü niyetli olarak takibe itirazda
bulunduğunu ancak daha sonra 17/05/2013 tarihinde … Bankası … Şubesi’ne
1.020.000,00 TL yatırmak suretiyle ana para borcunu ödediğini, asıl alacak için
davalı borçluya ibraname verdiğini, faiz alacağı, vekalet alacağı ve icra harç
ve masrafları için de iş bu davanın açıldığını belirterek bakiye 180.000,00 TL
alacak için icra takibine yapılan itirazın iptaline, % 20 oranında icra inkar
tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı, takipten önce muaccel
hale gelen borcun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; Davanın KISMEN
KABULÜ ile, Davalının, İstanbul 34. İcra Müdürlüğünün 2013/57 E. Sayılı
dosyasında 49.650,00 TL vekalet ücreti, 5.128,05 TL harç ve masraf tutarları
itibariyle (toplam 54.778,05 TL) takibe yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, karar verilmiş,
hüküm davacı ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın
dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin
takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz
itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalının temyiz itirazlarına
gelince;
Dava, ödünç olarak verilen
paranın ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan icra harç ve
masrafları, vekalet ücreti ve faizi açısından itirazın iptaline ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar
Kanunun 387. maddesine göre “Ticari olmayan tüketim ödüncü sözleşmesinde,
taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça faiz istenemez.” ve yine 392. maddesine
göre “Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya
borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk
istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü
değildir.”
Dava konusu olaya bakıldığında;
davacı, takip tarihinden önce davalıya borcun ödenmesi konusunda ihtarda ya da
bildirimde bulunmamıştır. Davalı ödeme emrinin tebliği ile haberdar olduğundan
bu tarihten itibaren 6 hafta sonunda borç muaccel hale gelecektir. Bu durumda
takip tarihi itibariyle muaccel hale gelmiş bir borçtan söz edilmez. Zamanından
önce açılan takip nedeniyle davacı vekalet ücreti, icra harç ve masrafları ile
faiz isteminde bulunamaz. Hal böyle olunca, mahkemece, davacının tüm talepleri
yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen
kabule yönelik hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı
bentte açıklanan nedenlerle davacını tüm temyiz itirazlarının reddine, (2)
numaralı bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün davalı yararına
BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1,50 TL kalan harcın davacıdan alınmasına, 20/10/2016
gününde oybirliğiyle karar verildi.